AYM Başkanı Arslan: Adil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var
AYM Tüzük Yargısı Araştırmaları Merkezi (AYAM) ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğinde, ‘Anayasal Bir Güvence Olarak Silahların Eşitliği İlkesi’ konulu sempozyum düzenlendi. AYM Yüce Divan Salonu’nda gerçekleşen sempozyumun açılışında konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, silahların eşitliği ilkesinin uygulanmadığı yerlerde adaletsizliklerin ortaya çıkabildiğini belirterek, iddia ve savunmanın birbirine simetrik iki zorlama olduğunu söyledi. Yargılama makamlarının her iki tarafa benzer mesafede durması gerektiğini vurgulayan Ünüvar, silahların eşitliği ilkesinin adaletli yargılanma hakkının bir parçası olduğunu ifade etti.
‘ADALET DIŞ GÖRÜNÜŞ MESELESİDİR’
AYM Başkanı Zühtü Arslan ise, silahların eşitliği ilkesinin, hukuk, suç oluşturan ve idari yargılama hukukunda bütün uyuşmazlıklar için geçerli olduğunu söyleyerek, “Bu ilke, savunmanın bahis makamı karşı zayıf duruma düşürülmesini önlemeye yönelik olarak azami cinayet yargılamasında karşımıza çıkmaktadır. Tüzük Mahkemesi kararlarında vurgulandığı üzere silahların eşitliği ilkesi, ceza yargılamasında sanığın aleyhine bir yasal koşul oluşturulmasına izin vermez. Demokratik hukuk devleti, canice yargılamasında savunma hakkının güvenceye alınmasını gerektirmektedir. Bunlar mahkemenin kararlarında açıklanmış çok önemli esas ilkelerdir. Adaletin sağlanması, onun gerçekleştiğinin görülmesine de bağlıdır. Diğer bir ifadeyle hak aynı zamanda bir diş görünüş meselesidir. Tarafların adaletin sağlandığını, toplumun da adaletin sağlandığını görmesi ve bu yönde bir algının oluşması gerekmektedir” dedi.
‘BİREYSEL KULLANIM İSTATİSTİKLERİ ENDİŞE VERİCİ’
Yargılamanın hakkaniyete uygun yapılması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Yargılamanın akılcı sürede sonuçlanmasında silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesine değin adil suçlama hakkının bütün unsurlarıyla korunması, hukuk devletinin olmazsa olmaz gerekleridir. Bu noktada kişisel tatbik istatistiklerinin endişe verici olduğunu tanımlamak isterim. Bireysel başvurunun uygulamaya başlandığı 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren yapılan başvuruların büyük bir kısmı adil yargılanma hakkına erişmek içindir. Mahkememize 2021’de 66 bin 121 kullanim yapıldı. Ve bu başvuruların yüzde 73’ünden fazlası adil yargılanma hakkı için. Başka bir ifadeyle geçen sene mahkememize yapılan başvuruların takriben dörtte üçü, adaletli yargılanma hakkına ilişkin şikayetleri kapsamaktadır. İhlal sınırları bakımından da şart çok öbür yok. Başlangıçtan itibaren verdiğimiz toplam ihlallerin yüzde 77’si adaletli yargılanmaya dahildir. Bu rakam ve oranlar bize sahiden vahim bir durumu sinyâl ediyor. Adil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var. Bu meseleyi çözmek de hepimizin müşterek görevi. Buna karşın bizim önerimiz, Tüzük Mahkemesi’nin lüzum norm denetiminde gerekse bireysel başvuruda adaletli yargılanma hakkına ve bu hakkın ihlaline yönelik değerlendirmelerinin yönetimsel ve yargısal makamlar kadar özenli şekilde ele alınması ve çözüm yollarının bulunmasıdır. Adaletli yargılanma hakkının korunmadığı, ihlallerin önlenemediği bir ülkede hukuk devletinin tüm kurallarıyla korunması da muhtemel değildir” ifadelerini kullandı.