Bakan Derya Yanık’tan ‘İstanbul Sözleşmesi’ açıklaması: Böyle bir iddia ortaya atmak doğru değil
Bakan Yanık, Habertürk TV yayınında soruları cevaplayarak, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik eden Yanık, doğrusu sembolik günlerin her birinin o meseleye dikkati çekmek için ihdas edilen zamanlar olduğunu söyledi.
Bakan Yanık, ”8 Mart özelinde konuşacak olursak, emekçi bayan hakları başlığı altında kadınların eşit biçimde fırsatlardan yararlanabilmeleri ve imkanları onlara sunabilmemiz gerekiyor. 8 Mart; ne yapmışız, diğer ne yapmamız gerekiyor, bunları konuşmak için fırsat olarak değerlendireceğimiz bir gün. Kadın meselesi bir tek güne sığdırılacak bir mesele değil. Toplumsal, sosyal, ekonomik birçok tarafı olan meseleden bahsediyoruz.” diye konuştu.
Taksim’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yapılmak istenen gösterilere ilişkin de Bakan Yanık, şunları kaydetti:
“Taksim konusu eskiden beri tüm eylemlerde fazla tartışılır. Bayağı şartlarda ağırlama ve toplanma yapmak için izin almaya lüzum yoktur. İnsanlar herhangi bir konuyla alakalı kendi kanaatlerini topluca anlatmak istediklerinde bunu yapabilirler. Oysa kesin mekanlar, yerler vardır, halk güvenliği sair sebeplerle toplantılar yerine getirmek yasaklanmıştır. Taksim, bu meydanlardan birisi. Kadınların 8 Mart ya da herhangi bir sebeple toplanmaları yok, Taksim’de toplanmalarıyla ilgili bir problem var.”
– İstanbul Sözleşmesi
“İstanbul Sözleşmesi‘nden çıkılması kadına yönelik şiddeti artırdı mı?” sorusuna karşılık Bakan Yanık, “Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının kadına yönelik şiddeti artırdığına dair iddia ortaya koyamayız. Türkiye’nin bayan hakları mücadelesi yeni bir uğraş yok. İstanbul Sözleşmesi ile başlayan bir süreç değil. AK Parti’nin kadın hakları, kadına yönelik kuvvetle mücadelesi İstanbul Sözleşmesi’yle başlayan işlem yok.’ biçiminde konuştu.
Bakan Yanık, İstanbul Sözleşmesi‘nin, bayan hakları, kadınların her türlü şiddete karşı korunması ve sosyal, siyasal, ekonomik hayata katılmasıyla ilgili mücadelenin bir parçası olarak ortaya çıktığını belirterek, ‘İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi üyesi ve taraf devletlerin iradesini ortaya koyan bir çerçeve metin. Oluşturulan bütün müktesebat önemli. Bu çerçeve metnin içerisinde öyle çok bambaşka gruplar kavga noktaları çıkardılar.” dedi.
Kadına aleyhinde şiddete yönelik daha ağır cezaların gündemlerinde olduğunu vurgulayan Yanık, yeni yapılacak düzenlemelerle, kadına yönelik saldırılarda maddi pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışın indirime alt olmayacağını kaydetti.
Bakan Yanık, bile bile yaralama, öldürme, gaddarlık gibi suçların cezasının artırılacağına göze çarpan ederek, ”Kadın ya da erkek ayrımı yoktu. Hemen kadına aleyhinde işlenen suçların sonuçlarının ağırlaştırılması sebebiyle kadına karşın işlenen suçlar tanımı zımnen yapılmış olacak. Nikahlı ya da boşanmış olanlarca işlenen suçların daha alçak sınırı 9 avuç içi çıkarılıyor. Israrlı takip kabahat kapsamına alınıyor, zorunlu takdirde tutuklama kararı verilecek. Eş veya boşanan eşlere aleyhinde işlenen suçlar katalog suç düzenlemesine dahil edilecek.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak, kadına aleyhinde şiddete yönelik gerçekleştirdikleri çalışmaları ‘önleyici hizmetler’ ve ‘koruyucu hizmetler’ şeklinde iki başlıkta toplamanın olası olduğunu anlatan Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Önleyici hizmetler zarfında, şiddete aleyhinde farkındalık, eğitim, adalete erişim, kamuda topyekun seferberlik. Kadınların bir baskı tehdidiyle karşılaştıklarında kullanacakları koruma mekanizmalarının oluşturulmasından bizim Alo 183 hattı, İçişleri Bakanlığının KADES uygulaması, 6284 sayılı kanun kapsamında tedbirlerin uygulanması, doğrudan doğruya şiddeti önleyici incelemeler. Öbür tarafta kadınların hesaplı olarak güçlendirilmesi, bayan istihdamının artırılması, ev eksenli üretimi özendirme edecek çalışmalara kadar böylece fazla başlık. Koruyucu hizmetler kapsamında bayan koruma merkezleri, güç önleme merkezleri var. Zorlama tehdidi aşağıda olana, zor önleme ve izleme merkezine başvuru ettikten itibaren biz hizmet sunuyoruz. Yasal desteğe ihtiyacı varsa hemencecik sağlıyoruz. Korumaya ihtiyacı var, derhal bayan konukevlerimize alıyoruz. Ağır tehdit altında ise gizlilik kararı alıyoruz. Can güvenliğini tesis edecek mekanizmayı oluşturuyoruz.”
– Destek parası tartışması
15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan takviye paralarıyla ilgili tartışmalara ilişkin soru üzerine de Yanık, şunları kaydetti:
“Paralar kasada duruyor, bir yere gittiği değil. Bu paraları niye böyle manipüle ediyor millet. 15 Temmuz gibi, şehitlerimiz, gazilerimiz gibi bizim için alıngan başlıkları manipüle etmeyi niyetli bulmuyorum. Ay ay yapılan ödemeleri keza benim bireysel hesabımdan keza de vakfın internet hesabından açıklıyoruz. 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası’nda 310 milyon lira yığılmış. İstanbul Beşiktaş terör saldırısı sonrası düzenlenen kampanyada 52 milyon lira toplanmış. Zeytin Dalı operasyonunda şehit ve gazi olanlar için 2 milyon lira yığılmış. Toplam 364 milyon lira bağış vakfa aktarılmış. Vakıf bu bağışla kuruldu. Mart 2022 itibarıyla yargı sahiplerine toplam 104 milyon 145 bin lira yardım ödemesi gerçekleştirilmiş. Şehit yakınları ve gazilerimiz için her ay 1500 lira ödüyoruz. Bugün itibarıyla vakfın banka hesaplarında toplam 387 milyon 719 bin 354 lira bulunuyor.”