Mehmet Akif Ersoy’a ilişkin az bilinen bazı belgeler gün yüzüne çıktı
TBMM Kütüphane ve Kayıtlar Hizmetleri Başkanı Arif Şayık, Meclis’le yaşıt TBMM Kütüphanesi ve Osmanlı’dan günümüze yasama hafızasının da özenle muhafaza edildiği Kayıtlar biriminde, yaklaşık 25 milyon sayfa belgenin dikkatle korunduğunu, İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy konulu toplam 304 eserin yer aldığını belirtti.
AA muhabirinin TBMM arşivinden derlediği belgelerde, İstiklal Marşı’nın 12 Mart 1921’de kabul edilmesi süreci yer alıyor. Belgeler aralarında milli marş yarışması için 25 Ekim 1920’de Bağımsızlık-i Milliye gazetesinde verilen ilanın yanı sıra İstiklal Marşı ile ilgili Genel Kurul tutanakları, İstiklal Marşı’nın kabul edildiğine dair Meclis kararı, İstiklal Marşı’nın 12 Mart 1921’de kabul edildiğini bütün vekaletlere bildiren yazı ile İstiklal Marşı’nın tutanaklara yansıyan orijinal metni dikkati çekiyor.
İstiklal Marşı için belirlenen 500 liralık ödülün Mehmet Akif Ersoy kadar Darülmesai’ye bağışlandığına dair Sebilürreşad’da yayımlanan yazı, Ulusal Eğitim Bakanlığının Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayımladığı İstiklal Marşı’nın bestelenmesi ile ilgili bildiri, İstiklal Marşı’nın güftesi ve bestesi için 1000 lira verilmesine dair hazırlanan kararnamenin Ulusal Savunma, Maliye ve Ulusal Eğitim bakanlıklarına gönderildiğine dair yazı ile Lemi Bey, Zati Bey ve Ali Rıfat Bey’in İstiklal Marşı besteleri de TBMM arşivinde korunuyor.
– İSTİKLAL MARŞI’NIN YAZILIŞ SÜRECİ VE KABULÜ
İstiklal Savaşı sırasında ulusal marş yazılması için Büyük Insanlar Meclisince bir müsabaka açılmasına karar verildi. Bu yarışma, Milli Eğitim Bakanlığınca 25 Ekim 1920’de Bağımsızlık-i Milliye gazetesinde 500 lira ödül verileceği belirtilerek bildiri edildi.
Milli marş yarışmasının ilanından sonra 23 Aralık 1920’ye kadar gönderilen 724 eserden hiçbiri ulusal heyecanı yansıtmakta yeterli bulunmadı. Yarışma ve ödül olması fikrinden hoşlanmayan Akif, müsabakaya katılmadı.
Ödül olduğu için yarışmaya katılmayan Akif, ödül almayacağı konusunda ikna edilince o günlerde yalnız oturduğu Tacettin Dergahı’nda, herkesin sabırsızlıkla beklediği şiiri 10 gün içinde tamamladı. İstiklal Marşı, 17 Şubat 1921’de Sebilürreşad dergisinin birincil sayfasında “Kahraman Ordumuza” ithafıyla yayımlandı.
1 Mart 1921’de tarihi günlerinden birini yaşayan Meclis, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında toplandı. Genel Kuruldaki görüşmelerde İstiklal Marşı şiiri, elemeleri geçen son 6 şiirle Meclis’in seçimine sunuldu.
İstiklal Marşı, ilk olarak dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver göre Meclis kürsünden okundu. “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” dizesi milletvekillerinden yoğun beğeni aldı. Hamdullah Suphi, her kıtasında alkışlar eşliğinde İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını okudu.
– “BU MARŞ, BİZİM İNKILABIMIZIN RUHUNU ANLATIR”
Atatürk’ün “Bu marş, bizim inkılabımızın ruhunu anlatır.” dediği İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de kabul edildi. İstiklal Marşı, kabulünün ardından İngilizce, Almanca, Fransızca, Macarca ve Farsçaya çevrilerek yurt içinde ve yurt dışarıya dağıtıldı, mitinglerde ve törenlerde halkın manevi ve milli duygularını yükseltmek için okunmaya başlandı.
İstiklal Marşı’nı para için yazdığının düşünülmesinden üzüntü eden Akif, benzer dönemlerde önemli maddi bıkkınlık içinde olmasına rağmen kazandığı 500 liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklara meslek öğreten Darülmesai’ye bağışladı. Bu şart 17 Mart 1921 tarihli Egemenlik-i Milliye gazetesinde, “Teberru: Burdur mebusu, şairi muhterem Mehmet Akif Beyefendi’nin Büyük Halk Meclisinde kabul edilen İstiklal Marşı için bilerek 500 lira mükafatı nakdiyeyi, müşarünileyh yoksul İslam bayan ve çocuklarına meslek öğreterek sefaletlerine nihayet devretmek emeliyle teşekkül eden Darülmesai menfaatine hediye eylemiştir.” ifadeleriyle yer aldı.
– “ALLAH BİR DAHA BU MİLLETE BİR İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN”
İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Ulusal Şair, İstiklal Marşı’nı Safahat eserine koymayışının nedenini ise “Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm.” biçiminde açıkladı.
Akif, sonra kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için “Binbir fecayi aleyhinde bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lüzumlu. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşısında en değerli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.” dedi.